logo
Business-Blog

Yaşanabilir Kente Dair Notlar..

Kentleşme 20. yüzyılın en önemli olgularındandır. Tarihte görülmediği ölçüde kentleşme yaşanmıştır ve 21. yüzyılda bu eğilim daha da artacaktır. Günümüzde gelişmiş ülkeler ve gelişmekte olan ülkelerde kentleşme, kentlileşme, kentsel nüfus oranı, kent sayısı, büyük kent sayısı ve mega kent sayısı sürekli artmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde de devasa nüfuslar barındıran büyük kentler ortaya çıkmaktadır.

Kentleşme tek başına kentlileşmeyi beraberinde getirmemekte ve kentsel sorunları bizatihi çözememektedir. Özellikle de gelişmekte olan ve gelişmemiş ülkelerdeki büyük kentlerde ağır kentsel sorunlar vardır. Bunlar çevresel sorunlar, afet riski, sosyal sorunlar, güvenlik sorunları, altyapı sorunları, trafik tıkanıklığı, trafik kazaları, yüksek gürültü, çarpık yapılaşma, sosyal adaletsizlik, mülteci akını, iklim problemleri, ailenin çökmesi, sosyal dokunun bozulması, tüketim kültürü çılgınlığı, teknolojinin geniş kitleler için sadece tüketim nesnesine dönüşmesi, ahlaki problemler, yaygın yoksulluk, su sorunu, atık problemi, yeşil alan kayıpları, doğa tahribatı ve ötesi olarak bir dizi madde hâlinde sayılabilir.

Gelişmiş ülkelerin büyük kentlerinde ise anılan problemlerin önemli bir kısmı ya ortadan kalkmakta ya da hafiflemektedir. Ancak bu problemlerin bir kısmı onlarda da bertaraf edilebilmiş değildir. Gelişmekte olan ülkemizin, İstanbul başta olmak üzere, birçok büyük kentinde bir dizi kentsel problem vardır. Bunların çözümünde iş ahlakı, yüksek kaliteli mühendislik ve müteahhitlik, idari düzeyde doğru planlamalar ve planların birbiriyle bütünleşikliği ve bunların da idari mekanizma tarafından doğru denetlenmesiyle sorunlar azaltılabilir. Yaşanılabilir şehirler ise etikle birleşmiş ileri mühendislik, planlama ve tasarım teknikleriyle mümkün olabilir.

Gelişmiş ülkelerin büyük kentlerinin de çözemediği problemlerin ise çözümü, değerlerimiz (başıboş olmadığımızı bilmek) ve kadim kültürümüzden (dayanışma) beslenerek, bilimin yöntemleriyle sağlanabilir.